Merhaba sayın Geek Kafe okurları. Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere bu yazıda konumuz; korku, gerilim, gizem ve slasher tarzı filmler. Başlamadan belirtmek isterim ki, nostaljik bir yazı olacak. Kiminiz için geçmişteki korku dolu zamanlara ufak bir yolculuk, kiminiz içinse belki de yeni başlayan nostaljik ve ürpertici bir yolculuk olacak. Aslında yazıda oldukça kült filmler mevcut, hatta çoğu kendince bir şeylerin ilki olmuş yapımlar. Fakat filmlerin eskiliğinden veya başka sebeplerden ötürü göz ardı edildiğini düşünüyorum. Bu yapımlar kendince bir şeylerin ilki olmanın yanı sıra, amacı sadece korkutmaktan ibaret değil. Korkutma faktörünü belli bir hikaye çerçevesinde bize sunuyorlar, bu da onları güzel yapan şey zaten. İşlenilen konu basit bile olsa, bunu size sunabiliyor kendileri. Tabi size de küçük ürpertili dakikalar ile hikayeye dalıp gitmek kalıyor...
Suspiria(1977): Dario Argento'nun yönettiği bir İtalyan korku filmi. Yapım size epik bir cadı hikayesi sunuyor. Gerilimsiz bir dakika bile geçirmeyeceğiniz bu filmde, muhteşem bir sanat yönetimi var. Film kendisini oldukça canlı renk paletleri ve müzikleri ile o kadar güzel destekliyor ki, kendinizi ister istemez filmin içinde buluyorsunuz. Aslında renk paletleri bir gerilim/korku filmine göre fazla canlı bu da sizi ayrı bir gerilime sokuyor. Film bu canlılık ile beyninizi rahatsız ederken bir yandan da sahneleri ile sizi geriyor, ve bu sayede size çok farklı bir deneyim sunuyor.
Psycho(1960): Alfred Hıtchcock'un gerilim sinemasını, kavram sanatı ile birleştirip baştan yarattığı eseridir. İzleyenlerin aklına meşhur banyo ve gülümseme sahnelerinin kazındığı bu yapım aslında sadece bir seri katili işlemiyor, aynı zamanda Freud'un psiko analitik kavramına da çok güzel göndermeler yapıyor. Bu kavrama göre kişilik 3 katmandan oluşmakta. Bu katmanlar id, ego ve süper egodur, kişiliği oluşturan bu katmanlar hep birlikte çalışarak insanın karmaşık davranışlarını ortaya çıkartırlar ve her birisi hayat boyunca farklı zamanlarda ortaya çıkar. Hitchcock, bunu bizlere filmde çok güzel ve özenle hazırlanmış sahneler ile sunuyor. Film size içten bir şekilde huzursuzluk veriyor, hatta öyle ki ortada bir sebep yokken bile kendinizi küçük paranoyalar geçirirken bulabiliyorsunuz.
Hellraıser(1987): Clive Barker'ın yazıp yönettiği doğaüstü bir korku filmi. Sadece korku değil de hikayenin de oldukça ön planda olduğu bu yapım, size gerçekten sürükleyici bir seri sunuyor. Pinehead karakterinin gizemliliği ile süslediği ilk filmde yeni eve taşınmış bir ailenin başına gelenleri görüyoruz. İnsan doğasının zevk uğruna neler yapabileceğini gösteren bu yapım, her zevkin bir karşılığı vardır ve her şeyin fazlası zarar dercesine cevap veriyor kendine. Devam filmleri çekilen bu yapımda ne yazık ki sadece ilk filmin yönetmen koltuğunda Barker'ı görüyoruz. Fakat serinin 2. ve 3. filmleri de oldukça güzeller. 4. film olarak çıkan Hellraıser Bloodline ilk üçleme kadar güzel olmasa da, 2000 yılında çıkmış olan İnferno ve 2002 yılında çıkmış olan Hellseeker filmleri serinin atmosferine doyamayanlar için oldukça tatmin edici yapımlar.
Scream(1996): Wes Craven'ın yönettiği ve kendi filmografisi ile hafiften gırgır geçtiği Scream filmi, slasher tarzını başlatan film olmasa bile tarzın devamlılığında önemli bir yere sahip. "Hayalet Surat"adlı bir katilin kasabadaki gençleri teker teker öldürmesini konu alan film, her ne kadar basit slasher tarzı olsa da kendi çekiciliğine sahip olduğunu söyleyebilirim. Ne yazık ki film tuttuktan sonra suyunu çıkaran yapımcılar burada da karşımıza çıkıyor. Konu yeterliliği bakımından üçlemeyi izlediyseniz fakat ister istemez basit ama çekici hikaye ve atmosferi özlediyseniz, devam filmini izlemek yerine 2015'te çıkmış olan Tv serisini izlemenizi önerebilirim.
The Blaır Wıtch Project(1999): Psikolojik korku türündeki bu yapımın "Found footage" yapımların ilk örneği olduğunu söyleyebilirim. Üç tane genç yaşta arkadaşın bir efsaneyi araştırmak ve onu belgesele çekmek için efsanenin olduğu ormana ev sahipliği yapan kasabaya gitmeleri ile başlıyor hikayemiz. Elbetteki çekim açıları, yazılan senaryo vb. pek çok unsur filmin "Found footage" özelliğini destekler nitelikte. Yapımın bu listede yer almasının bir diğer nedeni de, cidden psikoloji olarak sizi rahatsız ediyor olması. Rahatsızlığa en büyük desteği oyuncuların izleyiciye yansıttığı çaresizlik ve bilinmezlik hissi veriyor. Güzel bir özgün yapım denebilir kendisine.
Elbette bu listede yer alması gereken daha pek çok film var. Mesela; "The Exorcıst", "The Shining", "Don't Look Now", "Friday the 13th", "Halloween" ve "A Nightmare on Elm Street"... Listede detaylı yazılmamaları, efsane olmadıkları veya size önermediğim anlamına gelmez.
0 Yorumlar