Karantina Günleri İçin MMO Önerileri; The Elder Scrolls Online


 "Morrowind", "Oblivion" ve en önemlisi herkesi seriye başlatan oyun "Skyrim". Yıllar boyu her nesil için gelmiş olan bir "Elder Scrolls" oyunu mevcuttur elbet. Geçtiği derin evren, mükemmel Lore içeriği ile fantastik evrenler deyince illa adından söz ettirir Elder serisi. En son 2011 yılında çıkan Skyrim ile uzunca bir süredir seriye noktayı koydu "Bethesda", 9 yıldır tüm fanları ve sevenleri merakla 6. oyunu beklese de şimdilik elimizde bir kaç saniyelik bir fragmandan başka bir şey yok. Fakat bu 9 yıllık bekleyişe aradan bir yerden kaçak giren başka bir oyun daha var. "The Elder Scrolls Online". WoW, SRO, KO gibi zamanın en önemli MMORPG'leri hala sağlam fanları tarafından oynansa bile 2014/15 yılında çıkış yapan "ESO" da bu serüvene katılmış bulunmaktaydı o zamanlar.
 Bu mükemmel seriyi online oynama fikri insanlara çok cazip gelmişti ilk duyurulduğu zaman. O zaman ortaokul da falanım sanırım, canım nasılda alıp oynamak istiyordu fakat ilk çıktığı zamanlarda WoW'dan nasibini almış olmalı ki aylık ödeme sistemi yüzünden maalesef bu benim için mümkün değildi. Zamanla oyun ilerledi, insanlar sisteme alıştı ve ben lise zamanlarıma yeni başlamışken oyunun artık aylık ödeme sistemi olmadan oynanabileceğini duyurmuştu bizlere Bethesda'nın alt yapısında olan "Zenimax Online Studios" tarafından. Nereden baksanız 3 yıldır ESO oynuyorum ve inanın insan yıl 2020 olsa da bırakamıyor.



 Neyse gelelim asıl mevzumuza. Elder Scrolls gerçekten de seriyi sevenler için resmen bir başyapıt olabilir. Çünkü neredeyse bütün Tamriel ve dahası ayaklarınızın altında. Valenwood'un yemyeşil ormanlarından Hammerfell'in uçsuz bucaksız çöllerine, Skyrim'in karlı dağlarından Summerset'in muhteşem bahçelerine kadar, Morrowind ve Black Marsh'ın bataklıkları da dahil olmak üzere bütün Elder Scrolls evreni açık dünya halinde sizin zevkinize sunulmuş bir şekilde bekliyor. Oyunda Skyrim'i bile geride bırakacak 2000'e yakın görev mevcut ve neredeyse yarısı birbirinden güzel ve sizleri sıkmadan oyunda tutabilecek kalitede. Her ırkın iç içe olduğu, Aedra ve Daedra'ların sürekli karşınıza çıktığı çok mükemmel bir serüvendir ESO. Genel olarak oyunun RPG kısmı anlattığım gibi fakat işin Hard PVE kısmında işler çok değişiyor hele PVP kısmı bile bambaşka bir konu.





 Oyunu belli bir süre oynayınca işler sizin için biraz daha MMO kısmına kaymaya başlıyor. Oyunda belli setleri farmlayıp, belli başlı skilleri uygun rotasyon ile atınca DPS dediğimiz olay ortaya çıkıyor. İyi bir Damage Dealer karakterin istenilen belirli bir DPS düzeyi vardır Trial/Raid'lere girebilmek için. Genelde ana Trial'lara 2 Tank, 2 Healer ve 8 DD girilir. Tank ve Healer'da kendilerine uygun belirli özelliklerde olmak zorundadır aksi taktirde o Trial asla bitirilemez, yani oyunun ana PVE'si zordur. PVP kısmını burada anlatmayacağım çünkü o kısım başlı başına uzar gider. Ama kısaca bahsetmem gerekirse, oyunun geçtiği çağlarda 3 ittifak Cyrodiil adı verilen ve Tamriel'in merkezinde olan İmparatorluk Şehrini almak adına savaş veriyor, araya Molag Bal falan giriyor tabi onlar hikayeye kayıyor. PVP haritasında 30-40 arası yerleşke bulunuyor. Bunlar kale v.b. mekanlar tabi bunların etrafında bir kaç küçük yerleşimlerde var. Ana mantık kendi ittifak oyuncularınız ile diğer iki ittifakın yerleşkelerini ele geçirip bir çeşit para kasmak, imparator olmak vesaire ama bu işler anlattığımdan çok daha karmaşık işler. İşin güzel tarafı ise PVP mekanikleri, bu yerleşkelere saldırırken 3 farklı mancınık kullanılıyor, kapılara koçboynuzu ile atak yapılıyor. Karşı tarafın ittifak oyuncuları ise size kalelerden skiller atarak ve ya yağ dökerek geri püskürtmeye çalışıyor ve bu şekilde uzayıp giden bir PVP serüveni oluşuyor. Bunun yanı sıra kalelerin dışındaysa normal karakterleriniz ile yaptığınız savaşlar da olabiliyor.





















 Yazarlarımızdan Aral Karademir'in yazdığı Word of Warcraft yazısından sonra bende sizlere ESO'yu kısaca tanıtmak istedim. Umarım yararlı olmuştur. Kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın saygıdeğer Kafe okuyucuları...







Yorum Gönder

0 Yorumlar