Merhaba sayın Geek Kafe okurları, nasılsınız? Umarım hepinizin sağlığı ve rahatı yerindedir. Eğer bir sorun olmazsa bu yazıyla başlayarak, sizlerle büyük bir yazı serisine doğru bir maceraya çıkacağız. Genel olarak zor bir süreç geçiriyoruz ve evet hepimizin özgürlüğü ve yaptığı aktiviteler bir nevi kısıtlı durumda. Ama gerçekçi düşünüp bulunduğumuz zamanı iyice gözden geçirdiğimizde, belki de bir daha asla kolay kolay sahip olamayacağımız bir şey çıkıyor ortaya: Bolca boş vakit. Boş vakit kavramı belki de bazılarınıza pek hoş gelmemiştir ve sıkılmayı ifade etmiştir, eğer elinizdeki telefonu bırakıp kendiniz için yararlı bir şey yaparsanız emin olun sıkılmazsınız. Bakın sevgili okurlar; hayat her zaman bizlere kendimizi geliştirmek için kapılar aralar, bir nevi sorun da burada başlar zaten. O kapı aralığını görebilmek ya da görüp doğru algılayamıyor oluşumuzdur sorun. Bugün; uzun zamandır kafamda olan fakat ister istemez bir şekilde ertelediğim bu seri ile hem sizlere böyle güzel bir konuda danışman olmak, hem de belki kitap okumalarınıza vesile olmaktan çok memnun olacağımdan dolayı başlıyoruz bakalım. Kitap oldukça hassas bir konu, yani belki de kuracağım tek bir cümle sizin kitaba olan zevkinizi önyargıya çevirebilecek olduğundan. Veya okunan kitap pek tarzınız değildir ve yazıdan gördüğünüz yorumla okuyup beklentileriniz hâyâl kırıklığı ile sonuçlanabilir, bu yüzden elimden geldiğince objektif olmaya çalışarak yazacağım bu yazıları. Küçük sohbetimizi de ettiğimize göre, başlıktan da anlayabileceğiniz üzere bu yazılarda film olan kitapları; gerek film, gerekse kitap halleri ile bir yazı altında ele alacağız. Umarım, elimden geldiğince fazla kitap okumama vesile olan kitap aşkımı siz değerli okurlarla paylaşabilirim...
Öncelikle filmden biraz bahsedelim istiyorum. Öncelikle ben de dahil pek çok Middle Earth hayranı The Hobbit serisinden hiç de memnun değil, ve bu memnuniyetsizlikte de oldukça haklıyız. Yapımın kendisi genel olarak hem Tolkien mirasına hem de zamanında Lord Of The Ring için fazlasıyla emek harcayan ve büyük özveri ile çalışan Peter Jackson ve diğer tüm film kadrosuna bir hakaret oldu. The Hobbit serisini de Peter Jackson yönetti elbette, fakat ne film hakkında düşünmek ne de kendince altyapı hazırlamak için vakti vardı. Normalde kitabın uyarlaması Guiellermo del Toro tarafından yapılacaktı ama yapımcı firmanın filmin yapımı ile ilgili verdiği belirsizlik sinyalleri yüzünden filmi bıraktı, sonra da Peter Jackson ile anlaşıldı ve 2010 da filmin çekimleri başladı. Yapımcı firmanın Peter Jackson ile anlaştığını duyduğumda çok sevinmiştim aslında, çünkü kendisi Lotr kitaplarına fazlasıyla saygı göstererek çok güzel bir üçleme çıkartmıştı bizlere. Ayrıca; evreni, hikâye akışını, karakteri vb. unsurları bilen ve deneyimlemiş birisi olması filme dair umutları yükseltiyordu. Ancak filmler vizyona girdi ve pek çok hayran eve hâyâl kırıklıkları ile döndü. Sayabileceğimiz pek çok sebep var elbette, fakat en büyüklerinden birisi sanırım uyarlamanın aceleye getirilmesi ve yapımcıların işe biraz fazla karışmaları. Sonuçta Lotr çekileceği zaman olduğu gibi önceden bir altyapı hazırlayıp üzerine pek düşünemedi Peter Jackson, sonunda da böyle hâyâl kırıklıkları çıktı ortaya. Oyuncu kimyalarının Lotr da uyuştuğu gibi uyuşmaması da işin tuzu biberi oldu tabii.
Kitap oldukça büyük bir eser ve J. R. R. Tolkien'in kendi ellerinden çıkmış olan dört tam hikâyeden birisi, zaten diğer üçü de Lotr serisi. Middle Earth yani Orta Dünya eserlerinin okunma sırası hâlâ tartışma konusu, bana göre başlayacaksanız kesinlikle Hobbit ile başlamalısınız. Çünkü; Tolkien eserleri İngiliz Edebiyatı ve bu edebiyatın kendisi zaten ağır bir tür, üstüne yazarın da dili biraz ağır sayılır. Yani okurken biraz emek sarf etmeniz gerekecek kitaplar bunlar. Hem tam bir hikâye diyebileceğimiz dört kitaptan birisi olduğu için, hem de evren hakkında daha net bir altyapı oluşturabileceğiniz için önce Hobbit ile başlayıp sonra Lotr serisi ile devam edin derim ben. Çok severek takip ettiğim sevgili Murat Sönmez'in deyimi ile aktarırsam eğer: "Dört tam hikâyeyi de bitirdikten sonra evrene olan bilginizi derinleştirmek isterseniz diğer kitapları okuyun(Silmarillon, Hurinin Çocukları, Bitmemiş Öyküler vb.). Çünkü bu kitaplar kahvemi yapayım okuyayım tarzında kitaplar değil. Gerektiğinde notlar almaya ihtiyaç duyacağınız " Benzerinde bir konuşması var kendisinin ve fazlasıyla da haklı. Peki Hobbit'i neden okumalısınız? J. R. R. Tolkien'in kendisinin dili her ne kadar bulunduğu edebiyattan dolayı biraz ağır olsa da, fazlasıyla da akıcı. Mekan ve olay tasvirleri her zaman o kadar iyi ki, okuduğunuz sayfaları istemsizce kafanızın içinde canlandırarak ilerliyorsunuz. Kendimce karakter duygularını çok iyi yansıttığını düşünmüşümdür, çünkü kelimeler yavaşça gözlerinizde süzülürken karakteri hissedebiliyorsunuz. Bilbo'nun o an hissettiği korkuyu veya üzüntüyü sizde hissediyorsunuz. Gerçek Hobbit'i zihninizde izlemek her okuyucunun hakkı, ve kendinize bu güzelliği yapmazsanız bence bir kaybınız olur. Zaten bu serinin Hobbit ile başlama sebebi bu, izleyicilerin bir kaybı olması. Ne yazık ki uyarlama ve karakterler günümüz film pazarlamasına malzeme oldu, tek kitaplık hikâye gereksiz uzatılarak üç film yapıldı, normalde kitapta olmayan veya o kadar da ön planda olmayan karakterler bile pazarlama için kullanıldı. Hobbit'i izlemek bırakın okumanın yarısını çeyreği falan olur sanırım. Elbette ki her şeyin kötü yanları olduğu gibi Hobbit kitabının da benim için kötü yanları vardı. Kitabı övüp filmi kötülüyor olmamın sebebi, filmin kitaba göre gerçekten çok kötü olması. Hobbit kitabının sonu ne yazık ki beklentilerimi fazlasıyla yok etmiştir. Hikâye belirli bir çizgide çok güzel gidiyor ve git gide heyecanınız artıyor, fakat o arttırdığı heyecanı karşılamak yerine yavaş yavaş düşürüyor ve sonra da tamamen bir anda yok ediyor. Sonrasında ilerleyiş farklı bir şekle evrilip heyecanınızı geri kazandırmaya çalışıyor, ama ne yazık ki ilki kadar olmuyor işte. Benim için durum en azından bu şekildeydi, sonuçta beğenip beğenmeme durumu kişisel bir şey. Umarım sizler heyecanınızın tadını çıkarta çıkarta güzel bir okuma gerçekleştirirsiniz.
Üzerinde çok fazla durulacak bir konu olmasına rağmen, sonuçta her şey dozajında güzel. Yazıyı çok da fazla detaylandırıp düşüncelerinize müdahale etmek gibi bir durum olması pek de hoş olmaz. Lütfen gerekmedikçe dışarı çıkmamayı unutmayın, her şeyin başı sağlık. Boş vakitlerinizde yeni hobiler edinmeye çalışın, bol bol kitap okuyun, kendinizi geliştirin ve en önemlisi de farkındalıkla yaşayın.
Sağlıcakla, sanat ve sinemayla kalın...
0 Yorumlar